Bir startup kurucusu olarak aynı anda pek çok şapka takmak zorunda olduğunuzu biliyoruz. Ancak her konuda uzman olmak kolay değildir. Hukuki meselelerle uğraşmak iş listenizdeki en çekici başlık olmayabilir. Diğer taraftan eksik ya da hatalı şekilde atılan hukuki adımlar, bir girişimi daha ilk günden çıkmaz yollara sokabilir. Bu rehber ile birlikte artık bir klasik hale gelen hatalardan nasıl kaçınabileceğinize dair basit ve uygulanabilir ipuçlarını bir araya getirdik.
Adım 01 | Şirket Seçimi
Doğru şirket türünü seçmek, girişiminizin uzun vadeli stratejisi için kritik bir adımdır. Her ne kadar yanılmaz formüllere inanmıyor olsak da Anonim Şirketler, özellikle yatırım alarak büyümek isteyen startuplar için Limited Şirketlere kıyasla önemli avantajlar sunar.
Anonim Şirketlerde ortaklar, kamu borçlarından (vergi ve sosyal güvenlik borçları vb.) yalnızca şirketi temsil yetkileri varsa şahsen sorumlu olur. Bu sorumluluk, temsil yetkisinin dışarıdan bir profesyonele veya yönetim kurulu içerisinden seçilen bir üyeye devredilmesiyle tamamen ortadan kaldırılabilir. Ayrıca, Anonim Şirket hisselerinin iki yıl elde tutulduktan sonra satışı gelir vergisinden muaftır. Ancak Limited Şirketler için böyle istisnalar bulunmaz. Bu durum hem kişisel sorumluluk hem de potansiyel exit senaryoları açısından siz ve olası yatırımcılarınız için önemli bir fark yaratır.
Anonim Şirket yapıları yatırımcılar için çok daha caziptir. Pek çok teşvikten, hibe ve destek programlarından faydalanabilmek veya kitle fonlama yahut halka açılma gibi seçenekleri değerlendirmek yalnızca Anonim Şirket statüsü ile mümkündür. Evet belki Anonim Şirket kurmak için minimum 250.000-TL esas sermaye gereklidir. Ancak bu sermayenin yalnızca dörtte biri kuruluş sırasında ödenir. Bakiye tutar ise 2 (iki) yıl içerisinde tamamlanabilir.
YAPMAYIN
Sadece daha az sermaye gerektiği için Limited Şirket kurmayın. Kamu borçlarından tüm ortaklar için şahsi sorumluluk, olası exit senaryolarında vergi dezavantajları ve yatırım araçlarına erişim kısıtları uzun vadede sizi ve girişiminizi zorlayabilir.
YAPIN
Startup’ınız için bir Anonim Şirket kurarak kişisel varlıklarınızı koruyun, yatırımcıların ilgisini çekin ve uzun vadeli büyüme için daha fazla fırsata erişin. Ödeme kolaylıklarını ve vergi avantajlarını göz önünde bulundurarak bu şirket türünün getirdiği faydalardan yararlanın.
Adım 02 | Pay Senetleri
Paylarınızı, şirketinizi kurmanızın aradan iki yıl geçtikten sonra satmak istediğinizde gelir vergisi ödemeyeceğinizi düşünerek bir Anonim Şirket mi kurdunuz? Tebrikler! Ancak bir Anonim Şirket kurmak ne yazık ki sizi otomatik olarak bu vergi muafiyetinin kapsamına almaz. Söz konusu istisnadan faydalanmak istiyorsanız sahip olduğunuz payları bir pay senedine bağlamanız gerekir.
Pay senedi, Anonim Şirketlerde ortakların şirketteki sermaye paylarını belgeleyen ve devredilebilirliği kolaylaştıran resmi bir evraktır. Eğer pay senetleri hemen bastırılamıyorsa, şirket geçici bir belge olan ilmühaber de düzenleyebilir. İlmühaber, pay senetleri basılana kadar hissedarın haklarını koruyan ve hisseyi temsil eden bir belgedir. Paylarınızı pay senetleri veya geçici ilmühaber olmadan devretmek isterseniz, gelir vergisi muafiyetinden faydalanamazsınız. Şunu unutmayın: İki yıllık geri sayım, bu belgeleri imza altına almanızla başlar.
YAPMAYIN
Şirketinizi kurduktan sonra pay senetlerinizi basmayı veya geçici ilmühaberlerinizi düzenlemeyi ihmal etmeyin. Bu belgelerin vaktinde hazırlanmamış olması, olası bir pay devri sırasında gelir vergisi muafiyetinden faydalanamamanıza neden olur.
YAPIN
Şirket tescilinden sonra en kısa sürede pay senetlerinizi bastırın ya da geçici ilmühaber düzenleyin. Böylelikle sizi gelir vergisi muafiyetine götürecek iki yıllık sayacı başlatmış olursunuz.
Adım 03 | Kurucu Ekibin Pay Dağılımı
Girişiminizin erken döneminde karşılaşacağınız zorluklardan birisi de şirketinizin hisselerini kurucu ortaklar arasında doğru şekilde paylaştırmaktır. Elbette her kurucunun şirkete sağladığı katma değerle orantılı bir şekilde pay sahibi olduğundan emin olmak isterseniz. Bu katma değer; profesyonel yetkinlik, fikri mülkiyet, sermaye, iş ağı veya başkaca bir katkı olabilir. Hangi ortağın şirkete ne kadar bir katkı yaptığı sorusuna yanıt ararken çoğu zaman ortada nesnel bir kriter yoktur. Yapacağınız her değerlendirme, ister istemez karşılıklı sübjektif yorumlara dayanır. Bu da hisselerin paylaşımı için kurucular arasında zor ama dürüst bir tartışmayı zorunlu kılar.
Kurucuların girişime olan katkılarının değerlemesinde yaşanan zorluklar bir yana, şirketinizi kurarken gelecekte yaşanabilecekleri de kesin olarak öngöremezsiniz. Ekip içerisindeki dinamiklerin yahut kişisel önceliklerin değişmesi gibi sebeplerle, kurucu ortakların ilk 12 ay içinde girişim şirketlerinden ayrılması startup ekosisteminde oldukça sık rastlanan bir durumdur. Bu tür durumlarda kurucu ortak paylarının koruma altına alınması adına, co-founder’s reverse vesting (tersine hakediş) mekanizması önerilir. Böylece, kurucu ortaklardan birisi kendisinden beklenen mesai ya da iş katkısını sunmakta isteksiz olur yahut o veya bu sebeple şirketten ayrılmak isterse, daha önceden belirlenmiş bir hakediş planı üzerinden hisselerinin bir bölümünü ya da tamamını şirkete bırakmak zorunda kalarak oyundan ayrılır. Bu sayede boş kalan kurucu koltuğunu doldurmak için startup’ınızın elinde çok değerli bir varlık bulunur. Bu yöntem, girişiminize yaşamsal bir esneklik kazandırırken, muhtemel bir olumsuzlukta oyuna yeni bir kurucu ortak veya önemli bir ekip üyesi dahil etme fırsatı sunar.
YAPMAYIN
Kurucu ortak hisselerini, gelecekteki katkıları (mesai, iş, proje vb. taahhütler) güvence altına almadan paylaştırmayın. Ortaklardan birinin şirketten erken ayrılması durumunda hisselerin şirkette kalmasını sağlayacak bir sistem kurmazsanız, bu durum şirketteki boşlukların doldurulmasını zorlaştırabilir.
YAPIN
Kurucu ortak paylarını tersine hakediş (reverse vesting) sistemine tabi tutarak şirketi ve hisselerinizi güvence altına alın. Bu tercih, girişiminizin esnekliğini korur ve gecenin bir yarısı startup’ınız için mesai harcarken yarı yolda bırakılma korkusu hissetmenizin önüne geçer.
Adım 04 | Pay Havuzları
Kurucu ortaklar, girişiminizi soyut fikirlerden somut gerçekliğe taşıyacak asıl gücünüz olsa da startup yolculuğunuzda hayal ettiğiniz noktaya ulaşmak için çalışanlar, freelancerlar ve danışmanlardan oluşan iyi bir takıma ihtiyacınız vardır. Ancak bir startup olarak özellikle de girişiminizin erken dönemlerinde, arzu ettiğiniz yıldız oyuncular için tatmin edici ücretler sunabilecek finansal kaynaklara sahip olmayabilirsiniz. Böyle bir durumda, ihtiyaç duyduğunuz yetenekleri ekibinize katmak ve onları hikayenizin bir parçası olmaya motive etmek için pastadan birer dilim pay vermeyi düşünmelisiniz.
Bunun için bir “pay havuzu” oluşturarak, belirli planlar ve hisse opsiyon sözleşmeleri dahilinde şirketinizdeki payların bir bölümünü ekip üyelerinize sunabileceğiniz bir mekanizma kurgulayabilirsiniz. Bu sistem, ekibinizin uzun vadeli hedeflerinize katkısını teşvik ederken şirkete bağlılığı da önemli ölçüde artırır.
YAPMAYIN
Tüm şirket hisselerini kayıtsız şartsız kurucu ortaklara tahsis ederek, çalışanlarınıza hisse opsiyonu sunma olanaklarınızı kısıtlamayın. Böyle bir durumda, ihtiyaç duyduğunuz yetenekleri ekibinize dahil etmek ve elinizde tutmak için en iyi şansınızı kaybedebilirsiniz.
YAPIN
Şirket hisselerinin %10 ila %20’sini pay havuzu olarak ayırarak, ekibiniz için uzun vadeli bir teşvik planı oluşturun. Havuzun oluşturulmasında, hangi kurucunun ne oranda katkıda bulunacağı gibi detayları en baştan bağlayıcı şekilde planlayın. Unutmayın, hisse opsiyon sistemleri hassas dengeler barındırır. Baştan savma bir uygulama, Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmanıza neden olabilir.
Adım 05 | Stajyerler
Türk çalışma hukukunda “stajyer” statüsü, sanılanın aksine her istediğiniz kişiye kolayca verebileceğiniz bir unvan değildir. Gençleri, belirli eğitim kurumlarından resmi olarak yönlendirilmedikleri sürece ücretsiz ya da asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırmak yasal değildir. Startup’ların bütçe kısıtları nedeniyle öğrenci veya yeni mezunları “stajyer” adı altında ekiplerine dahil etme eğiliminde olduğunu biliyoruz. Ancak bu yaklaşım, ciddi hukuki riskler barındırır.
Unutmayın; asgari yükümlülüklere uyulmaksızın belirli bir hiyerarşi dahilinde sigortasız çalıştırılan stajyerleriniz iş mahkemelerine başvurduklarında idari para cezaları, ödenmemiş maaşlar ve işçilik alacakları gibi mali yüklerle karşı karşıya kalabilirsiniz. “Küçük” gördüğünüz bu ihmal, finansal olarak zaten kırılgan olan startup’ınızın sonunu hazırlayabilir. O nedenle bu türden ekip üyeleri ile ilişkinizi doğru bir hukuki çerçevede yönetmek zorundasınız.
YAPMAYIN
Kişileri “stajyer” adı altında belirli bir bağımlılık dahilinde ücretsiz veya sigortasız olarak çalıştırmayın. Onlarla bir işçi-işveren hiyerarşisi kurarak uzun vadeli hukuki riskleri göz ardı etmeyin. Aksi halde, bu ilişki iş mahkemeleri tarafından iş hukuku kapsamında bir çalışma olarak değerlendirilebilir ve ciddi yaptırımlarla karşılaşabilirsiniz.
YAPIN
İhtiyaç duyduğunuz iş gücü için proje bazlı ve gerçek zamanlı freelance sözleşmeler (eser sözleşmeleri) kullanın. Sözleşmede bağımsız çalışma koşullarını net bir şekilde tanımlayarak, projenin niteliğini ve süresini açık ve net olarak belirleyin. Bu kişilere az ya da çok bir bedel ödeyerek emeklerinin karşılığını verin ve aranızdaki ilişkide bağımsız iş görme statüsünün korunduğundan emin olun. Böylece hem hukuki riskleri azaltır hem de girişiminiz için esnek ve yasal bir çalışma düzeni yaratırsınız.
Adım 06 | Fikri Hakların Devri
Geleneksel işletmelerin aksine, startup’ların temel varlığı tuğla ya da betona değil fikri ve sınai mülkiyet unsurlarına dayanır. Yazılım kodları, iş modelindeki inovasyonlar, tasarım öğeleri, iş süreçleri ve benzeri unsurlar girişiminizin omurgasını oluşturur. Bu nedenle, tüm hayallerinizi fikri ve sınai mülkiyete konu bir ürün ya da hizmetin üzerine inşa etmeden önce, o ürün ya da hizmetle ilgili her türlü hakkın şirketinize ait olduğundan emin olmanız kritik bir basamaktır.
En kötü senaryoda, şirketinizi aslında size ait olmayan bir ürünün üzerinde büyütmüş olursunuz. Bu durumda, fikri mülkiyetin gerçek sahibi ve/veya sahipleri beş yıl sonra şirketiniz başarıdan başarıya koşarken ortaya çıkıp sizden milyonlarca liralık tazminatlar talep edebilir. Dahası, fikri mülkiyet hırsızlığı nedeniyle hapis cezalarıyla dahi yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. Ya da çok daha öncesinde, bu durum yatırımcı nezdinde bir kırmızı bayrağa neden olur ve her şey daha başlamadan biter.
YAPMAYIN
İnsanları kimin ne ürettiğinin ve neyin kime ait olduğunun belli olmadığı bir karmaşa ortamında çalıştırmayın. Zira her şeyi üzerine inşa ettiğiniz “o” varlığa ilişkin fikri mülkiyet haklarının şirket dışında kalması çok ciddi maddi ve hukuki sorunlara yol açabilir.
YAPIN
Girişiminize emek veren hemen herkesle iş bittikten sonra Fikri Hak Devir Sözleşmeleri imzalayın. Bu sözleşme kabaca, eser vasfı taşıyan ve sizin için çok önemli o “ürün” ile ilgili her türlü hakkın girişiminize ait olmasını sağlar. Bu sözleşmelerde noktalar ve virgüller dahi büyük önem taşır. O sebeple sözleşmelerinizin yasal gerekliliklere uygun ve şirketinizin menfaatlerini eksiksiz olarak koruyacak şekilde hazırlandığından emin olun.
Adım 07 | KVKK & GDPR ve Çevrimiçi Dokümanlar
KVKK, GDPR, CPA, CCPA, HIPPA, WTF? Ya da diğer bir açıdan; Kullanıcı Sözleşmeleri, Hüküm & Koşullar, Gizlilik Politikası, Aydınlatma Metni, Açık Rıza Metni, Çerez Politikası, Ticari Elektronik İleti Onay Metni ve diğerleri… Çoğu startup kurucusu, kişisel verilerin korunması ve veri güvenliği meselelerinin giderek daha önemli bir konu haline geldiğinin farkındadır. Ancak iş, tüm bunların kendi girişimleri için ne anlama geldiği ve tam olarak ne yapmaları gerektiği konusuna geldiğinde bir kafa karışıklığı başlar. Günün sonunda ya hiçbir şey yapmazlar veya çoğu örnekte olduğu gibi gözlerine hoş gelen bir gizlilik politikasını sahibinden habersiz kopyalayıp yapıştırırlar. Yaptığınız şeyin anlam ve sonuçlarını anlamadan böyle bir kısayola başvurmak girişiminiz için düşündüğünüzden çok daha büyük bir tehdit yaratır. Kullanıcılarınızın her şeyiniz olduğu dijital çağda tüm başarı hikayenizi onlar üzerinden anlatırken aslında hukuken kabul edilebilir tek bir kullanıcınız dahi olmadığını öğrenmek sinirlerinizi harap edebilir.
YAPMAYIN
İnternetten rastgele bir gizlilik politikası kopyalayıp kullanmayın. Bu tür şablonlar girişiminizin hukuki ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi startup hikayeniz için yaşamsal düzeyde bir tehdit yaratır.
YAPIN
“DIY” ustalığının artık iş görmediği bu sularda girişiminiz için elzem olan kişisel verilerin korunması dokümantasyonunu tamamlamak için profesyonel destek alın.
Adım 08 | Şirket Kurulları
Bir startup’ın sahip olduğu en büyük rekabet avantajı, hızlı hareket edebilme kabiliyetidir. Ancak şunu unutmayın. Şirketiniz için alacağınız kararları hayatınız için aldığınız kararlar gibi kendi zihninizde kurup onaylayamazsınız. Şirket yönetiminde bazı önemli adımları atarken yönetim kurulu ve eğer gerekiyorsa genel kurul kararlarıyla yazılı olarak ilerlemek gerekir. Bu kararlar, şirketin hukuka uygun faaliyet yürütmesini sağlarken, kurucular ve şirket yöneticilerini şahsi sorumluluktan kurtarmak için de kritik bir öneme sahiptir. Zira önünüzde; yaptığınız işlemlerin hukuken geçersiz sayılması, çeşitli dava ve yaptırımlarla karşılaşmak, yatırım incelemelerinde sınıfta kalmak yahut ortaklar arası ilişkide “sen öyle demiştin, ben böyle demiştim” şeklinde çözümsüz münakaşalara yol açmak gibi riskler bulunur.
YAPMAYIN
Yönetim kurulu kararlarını ihmal ederek girişiminizi yalnızca bireysel inisiyatiflerle yönetmeye çalışmayın. Bu tür bir yaklaşım, bir taraftan şirketin hukuka uygun faaliyet yürütmesini engellerken diğer taraftan da arzu etmeyeceğiniz sonuçlara yol açabilir.
YAPIN
Şirketiniz için alacağınız önemli kararları yönetim kurulu ve/veya genel kurul toplantı tutanakları ile belgeleyerek ilerleyin. Bu süreçte avukatınıza danışarak tüm adımların hukuka uygun ve girişiminizin menfaatlerini koruyacak şekilde atıldığından emin olun.
Adım 09 | Ticari Sırlar ve NDA'ler
Ticari görüşmelere başlamadan önce gizlilik (NDA) yahut paylaşımın derecesine göre rekabet etmeme sözleşmesi yapmayı ihmal ettikleri için girişimlerinin temelindeki fikri mülkiyet unsurlarını rakiplere ve/veya dev şirketlere kaptıran startuplarla ilgili birtakım korku filmi hikayeleri duymuş olabilirsiniz. Evet doğru. Bu mümkündür. Ancak nadiren böyle olur. Peki hangi durumlarda muhataplarınıza bir gizlilik sözleşmesi imzalatmanız gerekir? Her iş geliştirme veya yatırım toplantısından önce karşı tarafa bir gizlilik sözleşmesi göndermeli misiniz?
YAPMAYIN
Her toplantıdan önce NDA imzalama ısrarında bulunmayın. Bu, gereksiz bir bürokrasi yaratabilir ve işleri yavaşlatabilir.
YAPIN
Gizlilik sözleşmelerinin hangi durumlar için gerekli ve belki de zorunlu olabileceğine dair bir anlayışa sahip olun. Bu türden sözleşmeleri hangi durumda ve ne kapsamda kullanmanız gerektiğine dair profesyonel bir destek alın. Onları doğru zamanda ve doğru yerde kullanın.
Adım 10 | Yatırıma Hazırlık
İşte o bir milyonluk soru… “Peki bir girişim olarak yatırıma nasıl hazırlanmalıyız?” Bu soruya verilecek cevabı tersten çözmek daha doğrudur. Zira hemen her olağan yatırım süreci, adına “due diligence” denilen bir değerlendirme basamağı içerir. Bu aşamada yatırımcı, şirketinize yatırım yapmadan önce girişiminizin kozmik odalarına girerek her türlü idari, mali, hukuki ve finansal riski görmek ister. Amaçları bir saatli bombaya yatırım yapmadıklarından emin olmaktır.
Her şey yolunda gittiği takdirde o kutlu “due diligence” günü kaçınılmaz olarak gelip sizi bulacaktır. Bu nedenle girişiminizi yatırım sürecine hazırlamanın en iyi yolu, gömleği en baştan doğru iliklemektir. Doğru şirket türünü tercih etmek, ortaklar arasındaki ilişkiyi sağlam bir zemine oturtmak, kişisel verilerin korunması meselelerini ciddiye almak, diğer hukuka uyum meselelerini halletmek, ticari marka tescillerini eksiksiz yapmak, telif haklarını şirkette toplamak, ticari sırları korumak, freelancerlarla iş hukuku sınırlarına taşmamak, hisse opsiyon ilişkilerini özenli şekilde kurgulamak, tüm ilişkileri doğru sözleşmelerle yürütmek vb. her türlü doğru hukuki adım işte tam da o gün meyvesini verecektir. Bir startup, yaşam döngüsü boyunca hukuki açıdan “olması gerektiği gibi” hareket ederse, yatırımcılar tarafından yapılacak incelemelerde kırmızı bayraklar ortaya çıkmaz. Bu da girişimcinin pazarlık masasında çok daha özgüvenli bir şekilde oturmasını sağlar.
YAPMAYIN
Hukuka uyum süreçlerini baştan savma bir şekilde yürüterek, yatırımcıların due diligence sırasında tespit edebileceği riskler yaratmayın. Hukuki noksanlar, eksik dokümantasyon ya da mali düzensizlikler yatırım almanızı imkansız hale getirebilir.
YAPIN
Yatırım süreçlerine ilk günden itibaren hazırlanın. Girişiminizi her başlıkta hukuka tam uygun hale getirin. Bu hazırlıklar, yatırımcıların size olan güvenini artırır ve girişiminizi bir yatırım hedefi olarak çok daha cazip hale getirir.
18/12/24
İlgili Kaynaklar:
Sorumluluk: Bu sayfa altında sağlanan içerik tamamıyla bilgilendirme amaçlı olup hiçbir şekilde reklam, tanıtım vb. adlar altında değerlendirilemez, hukuki tavsiye olarak yorumlanamaz ve izinsiz olarak kullanılamaz. Bu makaleyi okumanız bizimle avukat - müvekkil ilişkisi kurduğunuz anlamına gelmeyecektir. Eğer daha detaylı bilgi edinmek isterseniz, Legal Studio yardımcı olmaktan memnuniyet duyar. Bize buradan ulaşabilirsiniz.